DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: Muhalefetin ve iktidarın öfkeyi körüklemesine izin vermeyeceğiz
Demokrasi ve Terakki (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “İktidara ve bir kısım muhalefete sesleniyoruz. Boş yere ayrı seçim yapmayın. Birbirinizle boşuna rekabet etmeyin. Diyagrama baktığımda” Genel seçimlerden sonra bazı muhalefet partileri hayret ediyorum, aynı masadayız, burada oturuyoruz, o partilerden ne kadar farklı şeyler çıktığına hayret ediyorum, o dürtüler nasıl yükseldi, kardeşimize yumruk atmayı savunanlar Tevhid bayrağı ile imama şiddeti savunanların birbirinden farkı yok. Sizler aynısınız. Birleşin ki herkes rahatlasın, vatandaş gerçekleri görsün. Biz muhalefetiz, iktidarız. “Yapmayacağız. Bunun toplumda öfkeyi körüklemesine izin verin” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bugün Konya’da basın toplantısı düzenledi. Babacan şunları söyledi:
“Şu anda Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor. Bilmiyorum farkında mısınız? Bu hayalet 28 Şubat’ın hayaleti. O dönemin paşaları ne dedi? 1000 yıl sürer dediler. O paşalar ve rütbeliler başaramadı ama Erdoğan ve ortakları başarmaya çalışıyorlar, yıllardır bu ülkeden kurtulmaya çalışıyorlar, uğruna çalıştığımız zihniyet gelip hükümetin yanına oturdu, değil mi? Perinçek zihniyeti iktidarın hemen yanında mı? Gençlerimizi okuldan mahrum bırakanları kovduk. Şimdi onları kucaklıyorlar. Külliyede etraflarında toplanan danışmanlara bakın, bakın 28 Şubat’taki duruşları ne oldu. Bizden , İçimizden olduğu için aramızdan ayrılanları uzaklaştırdık. Şimdi onlar da yanlarına aldılar. Bizim işlediğimiz, seçim üstüne seçim mağlup ettiğimiz hukuksuzluğu kendilerine motto edindiler ve koltuklara oturttular. Sonuç: 28 Şubat ve benzeri zihniyetlerle mücadele etmek için varız. Burada ölü ideolojilerle harcanacak çok fazla insanımız olmayacak. Çünkü biz her zaman buradayız ve doğruları konuşacağız. Biz burada olduğumuz sürece bu ülkede mazlumlara zulmetmek mümkün olmayacaktır. 28 Şubat sürecinin zulmünü nasıl bu ülkeden defetmişsek, yine de kovacağız. Bu şekilde biliniyor.
“BU ZİHNİYET ERDOĞAN’IN KORUMASI ALTINDA YERYÜZÜNÜ BULUYOR. ‘ŞİDDET BENİM KIRMIZI ÇİZGİMDİR? YUMRUĞA KARŞIYIM, ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIM’ diyemez mi? TÜM OLAYLARA SESSİZ”
Filistin mitinginden sonraki ilk olay. Ne oldu? Mitinge katılan bir vatandaşımız genç tarafından yumruklandı. Yumruk saldırısını övenlere. Onu övmek için sıraya girdiler. Bir mülki idare amiri ile bir imam arasında yaşanan son şiddetli tartışma. Tezler şu anda soruşturma aşamasında ve konu henüz netlik kazanmamışken, şiddeti öven ve teşvik eden açıklamalar ardı ardına geliyor. Inanılmaz. Hatta kaymakam arkadaşımız bile tezleri reddediyor. Ancak bazıları ‘aferin’ demek için sıraya giriyor. Bu ülke için gerçekten büyük bir utanç. Şiddeti çözüm olarak sunan zihniyet despotik bir zihniyettir. Bu zihniyet, başörtülü olduğu için milletvekillerini Meclis’ten ihraç eden, kadınların Meclis’e girebilmek için başörtüsünü açmasını sağlayan zihniyettir. Farklı değil. Bu zihniyet, gece bir milletvekilinin evine baskın yapan dönemin DGM savcılarının zihniyetidir. Bu zihniyet, 22 yıl önce bu toprakların en derinlerine gömmeye çalıştığımız bir zihniyettir. Bu zihniyet ülkede yeniden ortaya çıktı. Şahsen Erdoğan’ın himayesinde bu zihniyet zemin buluyor. İstese çıkıp bir şey söyleyemez mi, isterse konuşamaz mı? ‘Şiddet benim kırmızı çizgimdir’ ‘Yumruklara karşıyım, şiddetin her türlüsüne karşıyım’ diyemez mi? Sessizliğini koruyor. Bütün bu olaylara sessiz kalıyor.
“TEVHİD BAYRAĞINI TAŞIYAN KARDEŞİMİZİ Yumruklamayı Savunanlar İle İMMA’ya Şiddeti Savunanlar BİRBİRLERİNDEN FARKLI DEĞİLDİR. SİZ AYNISINIZ. BİRLEŞİN, HERKES RAHAT OLSUN”
Sokağa yumruk atmayı savunanlar ile kaymakamın yalanladığı şiddeti savunanlar aynı zihniyetin iki farklı yansımasıdır, farklı değildir. İktidara ve muhalefetin bir kısmına sesleniyoruz. Boşuna başka bir seçim yapmayın. Boş yere birbirinizle rekabet etmeyin. Bazı muhalefet partilerinin genel seçim sonrasındaki şekline baktığımda hayret ediyorum. Biz sadece masada oturuyorduk. Bu partilerden ne kadar farklı şeyler çıktığına hayret ediyorum. Bu dürtüler nasıl ortaya çıktı? Tevhid bayrağı taşıyan kardeşimize yumruk atılmasını savunanlar ile imama şiddeti savunanların birbirinden farkı yoktur. Sen aynısın. Birleşin ki herkes rahatlasın, vatandaş gerçekleri görsün. Ne muhalefetin ne de iktidarın toplumda öfke yaratmasına izin vermeyeceğiz.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ YAPMASI GEREKEN İDDİAYI DERHAL İNCELEMEK VE İDARİ SORUŞTURMAYI HUKUKA UYGUN OLARAK TAMAMLAMAKTIR”
Yerel seçimlere gidiyoruz. Bir yandan hükümet aslında her zaman kutuplaşmadan endişe ediyor. Ancak aynı zamanda bazı muhalefet partileri de bu virüse maruz kaldı. Onlar da kendilerine göre kutuplaşmanın acısını çekiyorlar. Sonuçta aynı yerde buluşuyorlar, hukuksuzluğu ve şiddeti övüyorlar. İçişleri Bakanlığının yapması gereken hukuk ve adaleti tesis etmektir. İddianın derhal soruşturulması ve idari soruşturmanın hukuka uygun olarak tamamlanması. “Gerçek devlet hukuk çerçevesinde hareket eder.”